top of page

Aydınlanma Nedir?

  • Yazarın fotoğrafı: Esiner KAMRAN
    Esiner KAMRAN
  • 20 Nis
  • 2 dakikada okunur

Giriş

Aydınlanma kavramı, tarihsel olarak 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa'da gelişen düşünsel bir dönüşümü ifade eder. Ancak bu kavram, yalnızca belirli bir dönemi değil, insanın kendi aklını özgürce kullanma cesaretini temsil eden evrensel bir fikri de barındırır. Felsefenin temel amaçlarından biri olan sorgulama, aydınlanmanın da özünde yer alır. Bu makalede, özellikle Immanuel Kant’ın çerçevesinden yola çıkarak “Aydınlanma nedir?” sorusunu ele alacak, birey ve toplum açısından bu kavramın ne anlama geldiğini maddeler halinde inceleyeceğiz.

1. Aydınlanma Nedir?

1784 yılında Immanuel Kant, "Aydınlanma Nedir?" başlıklı kısa fakat etkili metninde aydınlanmayı şöyle tanımlar:

“Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu ergin olmama hâlinden kurtulmasıdır.”

Burada "ergin olmama", bireyin kendi aklını başkasının rehberliği olmadan kullanamamasını ifade eder. Kant’a göre insan, doğası gereği aklını kullanma kapasitesine sahiptir; ancak alışkanlık, korku ve konfor isteği nedeniyle bu kapasiteyi kullanmaktan çekinir.

 

2. “Sapere Aude” – Aklını Kullanma Cesareti

Kant’ın metninde öne çıkan çağrı şudur: Sapere aude! – "Aklını kullanma cesaretini göster."Bu çağrı, bireyin düşünsel özgürlüğünü ilan etmesidir. Aydınlanma, sadece bilgi edinmek değil, düşünsel bağımsızlık kazanmak anlamına gelir. Sorgulamak, sorgularken yalnız kalmayı ve gerektiğinde risk almayı gerektirir.

 

3. Aydınlanmanın Engelleri

Aydınlanmayı engelleyen temel unsurlar şunlardır:

  • Tembellik: Hazır düşünceler üzerinden yaşamak kolaydır.

  • Korku: Farklı düşünmek, dışlanma veya cezalandırılma korkusu doğurabilir.

  • Otoriteye bağımlılık: Devlet, din, gelenek veya toplum baskısı düşünsel bağımsızlığı sorgulatabilir.

 

4. Aydınlanma Bir Süreçtir

Aydınlanma, bir anlık uyanış değil; sürekli çaba gerektiren bir süreçtir. Hem bireysel hem toplumsal düzeyde zamanla gelişir. İnsan, aklını kullanma becerisini ancak düşünmeye ve sorgulamaya devam ettikçe güçlendirebilir.

 

5. Günümüzde Aydınlanma Neden Hâlâ Gündemde?

Bilgiye erişimin bu kadar kolay olduğu dijital çağda bile, bireyin gerçekten özgür düşünebildiğini söylemek zordur. Sosyal medya, reklamlar, toplumsal kutuplaşmalar ve otoriter yapılar, bireyin düşünce dünyasını biçimlendirmeye devam etmektedir. Bu nedenle Kant’ın çağrısı güncelliğini korur: Düşün, sorgula ve cesaret et!

 

Sonuç

Aydınlanma, kısaca bireyin kendi aklıyla düşünmeyi bilmesidir. Bu süreç, bireysel bir uyanıştan toplumsal bir dönüşüme uzanır. Sorgulamak, aydınlanmanın temelidir; çünkü ancak sorgulayan birey, gerçeği kendi aklıyla kavrayabilir. Kant’ın da işaret ettiği gibi, özgürlük ancak bireyin düşünsel cesaretiyle mümkündür. Bu nedenle aydınlanma, geçmişte kalmış bir dönem değil, bugün de ihtiyaç duyulan bir soğuk bilinç halidir.

 
 
bottom of page